“Saatçi İbrahim Efendi Tarihi” adlı kitapla okuru kendine yeten küçük bir dünyası, tüm canlıları sığdırdığı büyük bir vicdanı, zamanının çok ötesinde bir havsalası olan bir kahramanla tanıştırıp şu dünyanın ‘hiç’liğine yolculuğa çıkaran Aksarı bu kez şahsına münhasır pek çok karakterin öykülerini anlatıyor. Kitabın farklı olduğu elinize alır almaz belli oluyor. Küçük mü küçük, giriş sayfası bir gazete krokisi, künyesi ise en sonda. Belki de beğenirseniz bakarsınız mesajını veriyor yazar.
Birbirinden ilginç karakterler sıralanıyor sonra kitapta; Ğ’ye onurunu iade etmek isteyen İshak, Hz. Yuşa’nın Tuzla şubesi, devrimci girişimci Cevat, prensip sahibi falcı, kayıkçı ailesinin fertleri, müze Manukyan. Melih Cevdet’in kaçırdığı gazeteci hikâyesi çok ironikti, meğerse kahramanı da tanıdıkmış, sonradan öğrendim. “Pandispanya Gazetesi”ndeki tüm haberler okuduğu yerde iz bırakıyor. Hikâyelere kimsenin bakmadığı taraftan, tam tersinden bakıyor. Keşke düzenli olarak çıksa da hep okumaya devam etsek. Aboneliği varsa talibiz.